29 Ekim 2012 Pazartesi

#Error# Ayvacık'ta Bir Kurban Bayramı - 1. Gün

(26.10.2012)

Bayramin ilk günü kurbanimizi kesmek için Ayvacık'a gittik. Tabii benim amacim farkliydi; meranin sahibinin evine misafir olmak!

"Burasi Ayvacık'ın bir köyü; köylüler var burada, 'insan' var, insanlik var, doğa var, hayat var!"

Yazamadim yazinin devamini. Çünkü hastalandim o gün. Gidemedim yanlarina kadinlarin. O kadar da hevesliydim oysa ki...
Son dönemlerde heveslendiğim hiçbir şey olmuyor ki zaten!
Kelimelerin kifayetsiz kaldiği, duygularin başladiği nokta...
Hayirlisi böyleymiş demekten başka yol yok. Kismette yokmuş.

Uzun zamandir da böylesine üzüntüyle içim ezilmemişti. Ne hayaller kurmuştum, nasıl planlar yapmistim... Koca günü köylü kadınlarla geçirecektim. Onlarla yemekler hazirlarken sohbet edecektim, dertlerini öğrenecektim; sevinçlerini, hayallerini, meraklarini, gelecekten beklentilerini... Taniyacaktim onlari. En azindan tanimaya çalişacaktim. Anlamaya çalişacaktim. Dinleyecektim tüm anlattiklarini. Büyük bir merakla ve istekle... Ve elbette ki büyük bir keyifle, dinleyecektim.

Şaşırtacaktım onları. "Nereden çıktı bayram günü bu kız?" diyeceklerdi. "Başka işi mi yok?" diye geçireceklerdi içlerinden. Ama yine de anlatmaya, paylaşmaya devam edeceklerdi. Çekinmeden... Çünkü güveneceklerdi. Çünkü kişi karşısındakini de kendi gibi bilir. Nasillarsa öyle davranacaklardi. Olduklari gibi...

Bu yüzden seviyorum o insanlari; olduklari gibiler, nasilsalar öyleler. Ve kayitsiz şartsiz güvenirler size. İçlerine alirlar. Benimserler. Nasilsaniz öyle kabul ederler. Buyur ederler hayatlarina!

["Buyur etmek" ...]

Muhtemelen önce beni misafir olarak göreceklerdi. Oturtmak isteyeceklerdi bir köşeye. Önüme birkaç ikram koymaya yelteneceklerdi.

Peki ben oturur muydum? Tabii ki hayir. Oturmaya gitmeyecektim ki ben oraya! Onlari gözlemlemeye gitmeyecektim yalnızca. Yapimiza ters bir kere. " Türk Anadolu kadini sosyologu" olmak kolay iş değil! (Bizim batili feminist hocalar görseler bunu "sen kadinlar arasinda nasil ayrimcilik yaparsin" diye azarlarlardi beni!) Şaka bir yana, onlarla beraber bir şeyler yapmaya/üretmeye gidecektim. Yani açikçasi mutfakta hepberaber yemek hazirlayacaktik kurban kesenler için :) (yaklaşik bir on kişi kadarlarmış).

Meranın sahibinin hanımı, kızı, gelini, artık başka kimler vardıysa, içerde mutfakta olacaktik. Bir gün bile az gelecekti bana. Sorularimin çoğunu soramayacaktim. Çocuklarla yeterince konuşamayacaktim, ilgilenemeyecektim istediğim gibi, istediğim kadar.

Güya bir de fotoğraflarını çekecektim. Hangi ara fırsat bulacaktıysam...

Çok güzel bir anı olacaktı.

Gerçekten çok güzel bir ani oldu; yatak-döşek bütün gün...

Demek ki uzun zamandir tüm isteklerim oluyormuş. Ya da bu kadar çok ve içten istememişim hiçbir şeyi.

İçimde doldurulamaz bir boşluk hissi...

Acaba konu mu bu kadar çekici yoksa araştırma isteği mi? Sanırım ikisi de...

Bugün köy/köylü insanlar & Anadolu insani üzerine bir araştirma yapmaya karar verdiğim gündür. Merak ettiğim o kadar çok şey var ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...